Öteki'nin Dili ve Arzunun Devinimi
- dogukancanbulut
- 15 Şub
- 2 dakikada okunur

Dilden bekleneni vermemek. Kimi zaman onu eğip bükmek, sersemletmek ve alışılageldik biçiminden bir etiketi soyarcasına sıyırmak. James Joyce'un eseri Ulysses'in Sirenler bölümü buna gösterişli bir örnek teşkil eder.
"Jingle jingle jaunted jingling. Coin rang. Clock clacked." Kitabın bu bölümü müzikal bir kompozisyon gibi yazılmıştır. Ritmik tekrarlar, yankılar, sözcük oyunları ve anlamsal kopuşlarla doludur. Ulysses Öteki'nin dilden beklediğini pek de vermemektedir.
Anne bir bebek doğurur. Bu yaratıma Öteki'lerce bir ad tahsis edilir ve türlü giysilerle bezenir. İleride nasıl biri olacağı çoğu zaman evvelce düşünülüp taşınılmış olur. Çocuktan ileride dönüşmesi arzulanan varlığa gelebilmesi adına çizilmiş patikaları takip etmesi beklenir. Çocuk ise bu esnada kendi oyununu yaratır; bir dinozor rahatlıkla otobüs görevi üstlenebilmektedir, örümcekadam olması pek de zor gelmez ona. İsmini sonsuzkere yapıbozuıma uğratabilir ve her birinden ayrı bir haz alır. Çocuğun yaratımlarının sonu gelmez, -gelmesi istenmeyen vakite kadar.
Annenin, çocuğuna hala bir iç organıymış gibi davrandığı durumlarda çocuk yutulma tehlikesiyle cebelleşmektedir. Kimi zaman anneye bir arzu bahşeder ki annenin fallusu konumundan kurtulabilsin. Çocuk kendi varlığını koruyabilmek adına dışlaşmaya çabalar. Ötekinin nefesini az ileride tutabilmek adınadır tüm girişimleri...
İlk yasanın; Babanın-yasasının kabulüyle birlikte dini, politik, hukuki, ekonomik ve diğer tüm kurumlarıyla birlikte Öteki, bünyeye yavaşça karışmaktadır. Biri yanlış yapmaz: "hak eden hak ettiğini bulur." ya da tek başınalığın yolcusu tek değildir: "her koyun kendi bacağından asılır." Özdeşim kurulan ebeveynlerin karmaşık, çoğunlukla da tekdüze ifadeleri zihne mayalanır. Örneğin babanın söze döktüğü "büyük adam" söylemine karşın kendini kurmaya çalışan öznenin arzusu "büyük adam" olmanın tamamen dışında konumlanabilir. Kişi, böylesi kendi ve öteki sınırının bulanıklaştığı yerde açığa çıkan duyguları işlemekte zorlanabilir. Nitekim özdeşim nesnelerine öznenin doğası gereği ambivalans duygular beslenmektedir. Bu da açığa çıkan bu duygulara ait fikirlerin bastırılmasını koşullayabilmektedir.
Psikanaliz, kendi öğretisinde yer alan 'serbest çağrışım' gibi kimi yöntemlerle öznenin arzusunun devinmesine olanak tanımaktadır. Özne, böylece dilinin olanaklarını sahiplenir ve hikayesini baştan yazma imkanı kazanır.
Comments